Selamlar,
Benimde soyleyecek bir şeylerim var panelle ilgili. Maddeler halinde yazacağım.
1. Sabahki oturumda Korelilerin verdiğibilgiler çok etkiliydi. Kore oyun sektörü uzakdoğu ile sınırlı bir sektör ancak yüzlerce milyon dolar ile ifade edilen rakamlara sahit oldum. Sektörün gelişmesi yaklaşık 20 yıllık bir zamanı içeriyor. İlk başlarda karanlık çağ diye adlandırdıkları sadece tüketimin oldugu bir zaman var. Sonrasında yavaş ama hızlanan bir şekilde geliştirme faaliyetleri hızlanıyor. Bir japonya degil belki oyun gelistirmede ama hızla yükseliyorlar. 400 milyon dolar civarında bir ihracatları var. Büyük rakam. Yerelleştirme çalışmaları ile dünya pazarında daha çok boy göstermek istiyorlar. Öpleden sonra Dr. Kim 2006'da bir kriz beklenebilecegini ve sektörün biraz daha yerine oturacagini belirtti. Bunun yanısıra sektör devletin destegi ile oldukça büyüyor. Devlet hem egitimi destekliyor, hem fuarlar ve seminerler vasıtası ile küçük ve amatör geliştiricilere yol gösteriyor. Güzel bir şey. Mevlüt Dinç ve John Hare'nin özellikle vergilerden şikayetçi idi. Kore bu açıdan oldukça avantajlı. yanlış anlamadı isem %13 gibi bir rakamdan bahsedildi. Kore oyun sektörü dünyadaki ilk online oyunu, ilk ciddi gelir getiren online oyunu yapmış. Bunları bilmiyordum. Bahsedilen oyunlar bizde pek bilinmiyor. Cemil Türen geçen ay Kore'de oldugunu ve ismini hatırlamadigim bir oyunun aylık 3 milyon dolar gelir elde ettigini soyledi, ve Koreliler icin bu normal geri kalan icin sok edici idi.
2. John Hare, günün en iyi konusmacisi idi. Arasıra Dr. Lim'in soyleyip benim anlamada güçlük çektigim kesimleri açıkllayarak saygımı katlayarak hak etti. Konusmalarında İngiltere'de ki durumu, geçmişi ve bugünü çok güzel bir şekilde özetledi. Bunun için kendisine teşekkür etmeli. O konuşmadan sadece oyun degil, hayatın geneline bir çok öznel değerlendirme bulunabilir. eger edinebilirsem panelin videosunu, sizlere ulastirmaktan memnuniyet duyarim, dinlenmeli bence. Sonuc olarak Hare, İngiltere'nin zamanında zirvede oldugunu ama su an %75 küçüldüklerini söyledi. Hayatta kalmak için çabaladıklarını ve zamanı kolladıklarından bahsetti. %75 çok ciddi bir küçülme bunu göz ardı etmemek lazım. Şu açıdan eger düzgün adımlar atılıarsa bence Türkiye çok daha şanslı yükselmek için. Çünkü Türkiye oyun geliştirmede bir başarısı olmayan dolayısı ile beklentileri daha düşük bir ülke. Bu ülkenin yükselmesi daha kolay. Geçmişte zirvede olan bir İngiltere ise kötü gidişatı durdurmak için çok zorlanacaktır, çünkü beklentileri geçmişte kalan başarı ile orantılı. İnsan genelde geçmişte kalan başarılarında yaşama eğilimdedir. Bu bizde olmadığı için avantajlıyız diyorum ancak yinede her şey uygun zamanda uygun yerde olmaya bagli.
3. Türkiye'de yapılan, katılımcıların hepsinin Türk oldugu bir toplantıda soru cevap kesiminin İngilizce olmasının tek sebebi, soru cevap kesimini yöneten bayandır. Ne yazık ki kendisi Türkçe başlayıp bir anda İngilizce'ye dönmüştür. Aksi halde konuşmacılar zaten kulaklıklar ile hazırlanmış ve toplantı sabah oldugu gibi Türkçe devam edecekti. Tabii ki ortamdaki çoğunluk İngilizce anlıyordu, anlamayanlar için çevirmen mevcut idi. Ama Türklerin İngilizce konuşması beni çileden çıkarmadı desem yalan olur. Bunu daha fazla uzatmasam iyi olacak.
4. Daha yazmak da isterdim, çünkü baya değerli bilgilerin edinilebildigi bir paneldi. Paneli düzenleyen herkese teşekkür etmek isterim.
5. e-Oyun toplantılarında bende olmak istiyorum. Elimden gelen çabayı sarf edeceğim, görüşmek üzere.
Ben de bizim firmadan(imengi) arkadaşlarla katıldım.
Hem sabah hem öğleden sonraki oturumları dinledim. Faydalı oldugunu söyleyebilirim. Birebir olarak hem koreli hem de ingiliz katılımcılarla konuştum. Üzerinde çalışmakta oldugumuz projeyle ilgili olarak bayagı fikir alışverişi yaptık firma olarak.
Kayıt: Mar 24, 2003 Mesajlar: 305 Nereden: İstanbul
Tarih: Sat Nov 12, 2005 12:24 am Mesaj konusu:
tolga demiş ki:
1. Sabahki oturumda Korelilerin verdiğibilgiler çok etkiliydi. Kore oyun sektörü uzakdoğu ile sınırlı bir sektör ancak yüzlerce milyon dolar ile ifade edilen rakamlara sahit oldum. Sektörün gelişmesi yaklaşık 20 yıllık bir zamanı içeriyor. İlk başlarda karanlık çağ diye adlandırdıkları sadece tüketimin oldugu bir zaman var. Sonrasında yavaş ama hızlanan bir şekilde geliştirme faaliyetleri hızlanıyor. Bir japonya degil belki oyun gelistirmede ama hızla yükseliyorlar. 400 milyon dolar civarında bir ihracatları var. Büyük rakam. Yerelleştirme çalışmaları ile dünya pazarında daha çok boy göstermek istiyorlar. Öpleden sonra Dr. Kim 2006'da bir kriz beklenebilecegini ve sektörün biraz daha yerine oturacagini belirtti. Bunun yanısıra sektör devletin destegi ile oldukça büyüyor. Devlet hem egitimi destekliyor, hem fuarlar ve seminerler vasıtası ile küçük ve amatör geliştiricilere yol gösteriyor. Güzel bir şey. Mevlüt Dinç ve John Hare'nin özellikle vergilerden şikayetçi idi. Kore bu açıdan oldukça avantajlı. yanlış anlamadı isem %13 gibi bir rakamdan bahsedildi. Kore oyun sektörü dünyadaki ilk online oyunu, ilk ciddi gelir getiren online oyunu yapmış. Bunları bilmiyordum. Bahsedilen oyunlar bizde pek bilinmiyor. Cemil Türen geçen ay Kore'de oldugunu ve ismini hatırlamadigim bir oyunun aylık 3 milyon dolar gelir elde ettigini soyledi, ve Koreliler icin bu normal geri kalan icin sok edici idi.
Evet Kore hayran olunacak bi ülke. Oyun konusunu bırakın son zamanlarda dünyanın önde gelen teknoloji devlerinden birini ortaya çıkardı -> Samsung. Otomotiv sektöründe Hyundai, Kia. Kore özellikle teknoloji alanında Türkiye'nin örnek alması gerekn ülkelerden biridir.
Ragnarok'u biliyor musunuz bilmiyorum ama bu oyun birkaç sene önce dünyada en fazla üyeye sahip online RPG idi. ve Kore'de geliştirilmiş bir oyun. Türkiye'de de oynyabiliyorsunuz.(belki de bahsettiğin oyun budur.) Bizim yapmamız gereken bir araya gelip çalışmak ve yine çalışmak. Ve bir oyun geliştirirken şu an için kesinlikle hedefimizi Türkiye olarak koymamalıyız. Türkiye oyun sektöründe 3. parti yazılım firmaları ile gelişmeye başlamalıdır. Dışarıdaki oyun firmalarına göre daha ucuza oyun geliştirebilmemiz kendimizi tanıtabilmemiz içinde büyük avantaj.
Bunlar benim görüşlerim.
Mevlut Dinc'in son projesi olan Istanbul MMO oyunu, Engin Cilasun'un isi birakmasi ile patladi. Bu oyun artik bitmez.
Istanbul oyunu için Bilgem Çakır isimli bir coder ile anlaştılar. Kendisini tanırım, çok sağlamdır. Yani oyun bitecek.
Tek bi coder la oyun bitmez. Tutorial lardan, ordan burdan kod bulup birlestirerek saglam engine yazilamaz bence. Her adiminin daha onceden planlanip, olabildigince cok makineyi destekleyecek sekilde optimize edilmesi gerekiyor. Bunu basarabileceklerini sanmiyorum.
1- Engin Cilasun Mevlüt Dinç'ten ayrıldığında İstanbul projesi daha duyurulmamıştı. Sadece daha önce yaptılan röportajlardan bu tip bir oyun yapmak istediklerini anlayabilirdiniz.
2- Adamların ne yaptıklarını, nasıl çalıştıklarını bilmiyorsun, niye atıp tutuyorsun. Hem kroniqque birisi için çok sağlam coderdır diyorsa ben o kişiye saygı duyarım.
Konuya dönersek hala keşke caymasaydımda gitseydim diyorum sırf John Hare ile tanışmak için. Hem konuşmalarda güzel olmuş. Birde millet toplanmış, orda olmak güzel olurdu.
Kore ve uzakdoğu oyun sektörüne gelince, adamların şöyle bir avantajları var. Uzakdoğu halklarında bir tüketim çılgınlığı var gördüğüm kadarı ile. Ya adamlar sırf yerel pazar için oyun üretip iyi satış rakamlarına ulaşabiliyorlar. Sizce bizim ülkemiz için böyle birşey mümkün mü? Hayır, imkansız! Niye? Niyesini anlatmama bile gerek yok. Ülkemde bilgisayar oyunlarının az çok yaygınlaştığı bu dönemde ülkenin en büyük oyun sitelerinden birinde tanıtılan bir türk oyununa sırf oyun ingilizce diye çalıntı damgası vurulabiliyor ziyaretçileri tarafından. Oyun Mount&Blade. Türkiyede son yıllarda yapılan en iyi oyun. Daha şimdiden Avrupada ingiltere ve finlandiya gibi birçok ülkede dergilerde ve websitelerinde incelemeleri yayınlandı ve bol bol övgü aldı. Oyunu satın almış Fin ya da Rus sayısı büyük ihtimalle Türk sayısından fazladır. Yerel piyasada senin ürünlerini almasını beklediğin adamlar ne sana ne senin ürününe ne de verdiğin emeğe saygı duymuyorlarsa nasıl satış yapmayı beklersin? Bekleyemezsin, ne olur avucumuzu yalarız ve benim avanak oyuncum gider kore firmalarının oyununu oynar (yanlış anlamayın yabancıların yaptıkları oyunlara karşı değilim ama onlara gösterilen saygıyı bizde hak ediyoruz. Tabii bu saygının bu hale gelmesinde bir dönem ortaya çıkan GM'li salakların yada ekip kurduk doom6'yı NFS 8'i yapacak salaklarında payı varya bu başka ve gayet uzun bir konu. başka sefere oda ).
Adamların karanlık çağ dediği dönemle aynı tarihlerde büyük ihtimalle bizde aynı durumda idik. Hatta belkide olanaklarımız daha da fazla olabilir bilmiyorum ama sanmıyorum ki daha kötü olsun. Peki bu adamlar yaptıda biz niye yapamadık? Bu konuda birazda bizden önceki nesili suçluyorum. Onlar yapmadı ve iş bize kaldı ama şimdi herşey daha zor.
İngiliz piyasasının küçülmesi ise çok normal. Uzakdoğu, Doğu Avrupa vs. gibi yerlerdeki firmalarda uluslararası pastadan pay almaya başladıktan sonra işleri daha da zorlaştı. Sonuçta İngiltere sektörü kişisel bilgisayarında (c64 falan) oyun oynamanın yanında kod yazmaya falanda hefes eden gençler tarafından kuruldu diyebiliriz. Bir discovery channel belgeselinden biliyorum iki kardeş vardı sanırım code masters firmasının kuranlar. Bu iki çocuk o kadar zengin olmuştu ki ev,spor araba yat falan alabiliyorlardı ama aldıklarının çoğunu kullanmak için gerekli ehliyeti alacak yaşta değillerdi. Burada yine aynı dönemde yada bir 3-4 (5-6 da olur fark etmez) yıl sonrasında benim ülkemdeki programcılar niye aynı başarıyı gösteremedi? Oysa ne de güzel oyunlar (Hançer, İstanbul Efsaneleri, Umut Tarlaları bunlar ilk aklıma gelenler, daha sonraları Dedektif Fırtına falan çıktı ayrıca) vardı. Bütün suç gerzek halkımda ve korsan piyasasında mı?
Neyse bana öyle geliyor ki bizim tek çıkış yolumuz uluslararası piyasayı hedeflemek. İster ufak shareware oyunlarda ya da daha büyük yapımlarla . Tabii eldeki kısıtlı imkanlar yüzünden bence teknik özellikler yerine oyanabilirlik ve hikaye gibi konulara ağırlık verilmiş oyunlar olmalı iki seçenek içinde
1- Engin Cilasun Mevlüt Dinç'ten ayrıldığında İstanbul projesi daha duyurulmamıştı. Sadece daha önce yaptılan röportajlardan bu tip bir oyun yapmak istediklerini anlayabilirdiniz.
2- Adamların ne yaptıklarını, nasıl çalıştıklarını bilmiyorsun, niye atıp tutuyorsun. Hem kroniqque birisi için çok sağlam coderdır diyorsa ben o kişiye saygı duyarım.
1 - Senin bahsettigin Engin Cilasun'un Mevlut'ten ilk ayrilisi. Daha sonra geri donmustu. Istanbul oyununu da bu gunku durumuna Engin getirdi. Yaklasik 4-5 ay kadar once isi yine birakti. Zaten Actor engine'i yapan da Engindir. kroniqque'in bahsettigi yeni arkadasi ise tanimiyorum.
2 - Ne yaptiklarini ve nasil calistiklarini ben biliyorum. Merak eden varsa ozel olarak meraklarini giredebilirim:)
Bahsi geçen kisinin Actor ve Istanbul'da ne yapip yapmadigina dair polemige girmek istemiyorum ama ileriye dönük sunu söyleyebilirim: o kisi ayrildiktan sonra projeyi gerçekten çok yetenekli iki coder devraldi. Arada birkaç ay kaybedildi ama su anda haril haril çalisiyorlar ve 2006'da haberlerini alacaksiniz.
Detaya girecek olursak, bu coder'larin biri daha önce ABD'de farkli oyun firmalarinda çalismis, digeri ise üst düzey projelerde lead olarak bulunmus. Ikisi de gerçekten süper ve bu isi basarabilecek bilgi ve birikime fazlasiyla sahipler.
Özet olarak "Engin Cilasun'un isi birakmasi ile patladi" cümlesi dogru ama iyi anlamda (pozitif) patlama
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız